Yazar: Kişisel Gelişim

3 Psikolojik Soru

Beni çok kızdırdın!
Senin yüzünden mutsuzum.
Gururumu kırdın, beni gücendirdin.
Bakışlarınla beni ürkütüyorsun!
Duygularımızın nedenleri nerdedir?
Duyguyu yaşayan kişiye bu soruyu yönelttiğimizde çoğunlukla karşıdaki işaret edilir. Üç Psikolojik Soru da, Kadir Özer üç temel soruyu işleyerek duygularımızı sahiplenmenin önemini kavratıyor.
Değişmemek, değişmekten daha kolay göze alınan bir süreçtir. Değişmemek, aynı kalmaktır. Değişmek ise; bireysel varoluşun zenginliklerini, seçeneklerini yaşama geçirebilme
cesaretidir.
Duygularımızı sahiplenerek, değişimin gücünü kendi bahçemizde hissederek yaşamımızı anlamlı kılmak yanlızca bizim seçimimizdir.

Yazar: Kişisel Gelişim

Nlp İle Beyninizi Kullanma Kılavuzu

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdi. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktaydı. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılmak zorunda kalıyorlardı. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alıyordu ve tutulan balıkların tazeliği de kaybolmaktaydı. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini de sevmemişlerdi. Bu problemi çözebilmek için, balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurmak zorunda kalmışlardı. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi.
Ancak Japon halkı, taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyordu. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japonlar canlı olmasına rağmen, bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri, hareketli taze balığa göre lezzeti yine de beğenilmiyordu. Balıkçılar nasıl olacakta Japonyaya taze ve lezzetli balığı getirebileceklerdi?

Siz olsaydınız ne yapardınız?

Japonlar balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık köpekbalığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi. Buradan da görüleceği üzere problemlerden uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir.
Problemlerimiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın.

Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün…

Yazar: Kişisel Gelişim

Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı

Geçen kış soğuk bir gecede, 2500 kişi New Yorkun pennsylvania Otelinin büyük balo salonunu tıklık tıklım doldurmuştu. Salonda bo bir yer kalmadığı halde kalabalık salona akıyor, balkonları dolduruyordu. Ayakta duravak yer kalmadığı halde dışarıda yüzlerce kişi bir buçuk saatten beri bekliyordu. Gündüz çalışa çalışa yorulmuş olan bu kalabalık akşam buraya niçin toplanmıştı? Bir moda defilesi için mi?

Hayır. Tüm bu insanları bir gazete ilanı buraya getirmişti. Hepsi de bir iki gün önce New York Sun Gazetesinde bir sayfalık bir ilanla karşılaşmışlar ve bu ilan onlara:
Gelirinizi artırın.
Etkili konuşmayı öğrenin.
Önder olmak için hazırlanın.
demişti.

Artık kangren halini alan eğitim sistemimizde köklü bir değişikliğe gitmenin şart olduğunu herkes kabul ediyor. Üstelik durumun gitgide kötüleştiğini de biliyoruz. Ve bu konudaki çözüm önerilerini; gerek resmi, gerekse sivil girişimleri duyuyor, okuyoruz. Yani ortada bir `mesele` var. Elinizdeki kitap, Türkiye`nin değişik bölgelerinden öğrencilerin sınav ve anketlere verdikleri seçme yanıtlardan oluşuyor ve `mesele`yi tüm çıplaklığıyla görmemizi sağlıyor. `Yine mi Yazılı Var?` aslında eğitim durumumuzun inanılmaz ilginçlikteki bir fotoğrafı. Öğrenciler cevaplarında tüm kuralları altüst ederken, çocuk zekasının sınır tanımazlığıyla okuru aynı zamanda okul yıllarına da sürüklüyor. Kitapta yeralan cevaplara kahkahalarla gülerken aynı zamanda şaşıracak, düşünecek ve hüzünleneceksiniz. Büyük yankı uyandıran `Dikkat Yazılı Var`ın devamı niteliğindeki `Yine mi Yazılı Var?` içerden bilgi almak için bulunmaz bir fırsat…

Yazar: Kişisel Gelişim

Kolay, Kısa, Keyifli Psikoloji

Kitapçı kitapçı dolaşıp bilmem kaç soruda psikoloji kitapları aramaya  Sınav öncesi 10 kiloluk bir kitabı bir gecede okumaya
psikoloji lafını işitince olay mahallinden usulca uzaklaşmaya
ARTIK SON!!
Şu görmüş olduğunuz kitap, psikolojiyi sade bir dille, eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Bir solukta, severek okunuyor.
Güvenilir bilgilere dayanan, psikolojiye meraklı kişilerin birbirlerine ve öğretmenlerin öğrencilerine rahatlıkla tavsiye edebilecekleri, itinayla hazırlanmış özgün bir kitap.

Yazar: Kişisel Gelişim

Anılar, Düşler Düşünceler

Çağımızın en ünlü düşünür ve psikiyatristlerinden Carl Gustav Jung, bu kitabın oluşmasına razı geldiğinde seksen yaşını geçmişti. Razı gelmek deyimi yadırganmamalı, çünkü Jung özel yaşamını ortaya sermekten hiç hoşlanmayan biriydi. Özgeçmişini yazması konusundaki bütün yaklaşımları geri çeviriyordu. Karar vermesi uzun sürdü, ama verince de kendini bu işe adadı. İki yılı aşkın bir süre Aniela Jaffe ile anıları üzerinde çalıştı. Yine de içi rahat değildi. Bu malzemeyi bir ömür boyunca korudum diyordu. Hiçbir zaman açıklamak istemedim. Buna da saldırırlarsa öbür kitaplarımdan çok daha fazla etkilenirim. Yalnızlıktan yeterince acı çektim. Eyübe Yanıt bu denli gürültü kopardığına göre, anılarım daha da beter tepki alacak. Bu özgeçmiş, bilimden edindiğim bilgilerin ışığında yaşamımın öyküsü. İkisi bir bütün. Yaşamım bir anlamda yazdıklarımın özünü oluşturuyor, yazdıklarım yaşadıklarımın özünü değil. Tüm düşüncelerim ve çabalarım aynı zamanda benim. Bu nedenle özgeçmişim, benin yalnızca küçük bir parçası. Carl Gustav Jungun yaşamının ilk yıllarından başlayarak son yıllarına kadar, Anıları, Düşleri, Düşünceleri, yirminci yüzyılın bu son derece önemli düşünür ve psikiyatristinin ilginç ve bir o kadar da saklı kişiliğini olabildiğince ortaya koyması yanında, önce hayranı olduğu sonra görüş ve kavram ayrılığına düştüğü büyük usta Sigmund Freudla ilişkilerine ve onun kuramlarına ilişkin düşüncelerine de ışık tutuyor.

(…) Yeni teknolojiyi test etmek için, net bir bilgi vermeden habersiz insanları deneysel kobay faresi gibi kullanmanın herhangi bir haklı tarafı olabilir mi? İkinci Dünya Savaşından sonra Almanyada kaç insan, insan deneyiminin yapılacak doğru şey olduğuna inandığı için boyunlarından asjmak üzere da-rağacına gönderildi? Bu duruşmalardan büyük ölçüde sorumlu olan ülke, Birleşik Devletler, rızaları olmadan ya da deneylerin yapıldığından bile haberleri olmadan binlerce vatandaşı üzerinde deneyler yaparak insan haklarına yapılan bu ihlallere devam edecekti. (…)

İstediğiniz kişiye 8dk da nasıl evet dedirtirsiniz?in yazarından

Gizli İkna Taktikleri, psikoloji, dilbilim, satış teknikleri ve iletişim alanındaki en son araştırmaların bir sentezini sunarak, dilediğiniz kişiyi, dilediğiniz konuda ikna edebilmenin yöntemelerini gösteriyor.

Kitabı inceledikçe kullanabileceğiniz ve sahip olduğunuz becerileri geliştirebileceğiniz yeni fikirler ve teknikler bulacaksınız. Satış sektöründe çalışanlar Gizli İkna Taktikleri sayesinde satışlarının anında artırabilecek. Ne iş yapıyor olursanız olun, bu kitap işinizi daha iyi yapmanızı sağlayacak.

Unutmayın, ikna sadece işyerinde değil; herkesin her an kullanması gereken bir beceridir. Hâlâ ikna olmadınız mı? O halde kitaba bir göz atın. Kesinlikle ikna olacaksınız…

Kitabımda yazılanlar bir psikolog olarak sadece beni bağlar.

Psikolog Nur Yaycıoğlu

Bu kitap, tamamen gerçek yaşamlara ve deneyimlere dayanmaktadır. Bu kitapta gerçek yaşam öykülerinden kesitleri ve kişilik çözümlemelerini bulacaksınız. Türkiyenin psiko-sosyolojik yapısıyla ilgili yapıcı eleştiriler yine gerçek olayların, sahici kişiliklerin ve kurumların incelemeleriyle ele alınıyor. Ülkenin beyninden yüreğinden eksik olmayan dertlerin, acıların, adaletsizliklerin öyküleri psikolojinin savunma mekanizmalarıyla ve vaka çözümlemeleriyle iç içe anlatılıyor. Bu milletin başına ne geliyor ise psikoloji bilmeyişinden geliyor. Toplum olarak yaşadığımız felaketler, çoğalan davranış bozukluklarının psikodinamiklerinin neler olduğunu bilmememizden kaynaklanıyor.

Yazar: Kişisel Gelişim

Holistik İletişim

HOLİSTİK NEDİR?

Tam mesaj ya da tam kayıt demek olan Hologram kelimesinden türetilmiştir ve eksiksiz bütünlük anlamına gelir. Bizlere, varolan her birimin, evrenin bütün bilgilerine sahip bulunduğu gerçeğini açıklar.
Holistik Düşünce; evrendeki herşeyin aynı bütünün parçaları olduklarını, birbirlerinden haberdar olarak tek bir sistem şeklinde hareket ettiklerini ve birbirleriyle ilişki, iletişim ve etkileşim içinde bulunduklarını ortaya koyar.
Varolan her birim, diğerlerini etkileme, değiştirme ve yönlendirme özelliğine sahiptir. Bu nedenle de, en küçük bir birim bile gereklidir, önemlidir ve değerlidir.

Yazar: Kişisel Gelişim

Nikel Araştırma Yöntemleri

Sayısal analize dayalı nicel araştırma yöntemlerine alternatif olarak son yıllarda hızla gelişen ve sosyal bilimler alanında gittikçe artan oranda kabul görmeye başlayan nitel araştırma yöntemlerinin, ülkemizdeki araştırmacılara tanıtılması ve bu yöntemlerin çeşitli alanlardaki araştırmalara yapabileceği potansiyel katkısının tartışılması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Bu kitap, bir taraftan nitel araştırmanın temel özellikleri ve çeşitli yöntemleri konusunda kavramsal bir temel oluşturmaya, diğer taraftan çeşitli araştırmalardan verilen örneklerle çok boyutlu ve karmaşık olan nitel araştırma sürecini anlaşılır hale getirmeye çalışmaktadır. Açık ve anlaşılır bir dille yazılmış, çeşitli tablo ve şekillerle zenginleştirilmiş olan bu kitap, hem lisans ve lisanüstü düzeydeki araştırma derslerinde, hem de sosyal bilimlerin tüm alanlarında araştırma yapan kişilerin, sık sık başvurabileceği bir kaynak olarak kullanılabilir.

Yazar: Kişisel Gelişim

Simyacı

Simyacı, Brezilyalı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelhonun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir fenomen olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquezden bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir klasik kimliği kazanan Simyacıyı Saint-Exuperynin Küçük Prensi ve Richard Bachın Martı Jonathan Livingstonu ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanyadan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiagonun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir nasihatname: Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın? sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacıyı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.

Yazar: Kişisel Gelişim

Doğrucu Beden Dili Ercan Kaşıkçı

Bu kitapta beden dili ve iletişim alanında merak ettiğiniz konulara güncel yaklaşımlarla, yerli ve yabancı örneklerle cevap verilmektedir. Eser;

– Kültürlerarası beden dili farklılıkları,
– Cinsiyet farklılığından kaynaklanan beden dili farklılıkları.
– Beslenmenin davranış üzerinde etkileri,
– Batıl inançlar ve davranışlar,
– İş dünyasında beden dili, imaj, liderlik… gibi konuları ele almaktadır.

İşadamlarının, satış temsilcilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve insanlarla iletişim kurması gereken herkesin bir şeyler bulacağı ve esprili öyküler-fıkralar ışığında rahatlıkla okuyacağı bir eser…